Muş’ta
Ermeni evlerinin yerine TOKİ konutları yapılıyor
Muş’ta
Ermenilere ait tarihi yapılar, TOKİ (Toplu Konut İdaresi)
tarafından yıkılıyor. Merkez Kale Mahallesi’nde bulunan 500’e
yakın evin büyük çoğunluğu Belediye tarafından yıkıldı.
Kentsel dönüşüm kararının ardından, yıkıma başlanmadan
önce, birçok kişinin define aramak için evlerinin altını
kazdığı belirtiliyor.
Van
depreminden sonra, hükümetin Türkiye genelinde hız verdiği
kentsel dönüşüm çalışmaları kapsamında yürütülen
projelerde rant amacının öne çıktığı sık sık gündeme
geliyor. Muş Belediye Meclisi’nce bir yıl önce onaylanan TOKİ
planı çerçevesinde, Kale Mahallesi’ndeki Ermeni evlerinin
yıkımına başlandı. Projeye göre, bu evlerin sahiplerine
TOKİ’den daire verilecek. Eski adı‘Muşeğin Kalesi’ olan
Kale Mahallesi sakinlerinden bazıları projeye karşı çıkarken,
tarihi eser değeri taşıyan evlerin yıkımına Belediye’den önce
başlayanlar da oldu. Anadolu’daki kiliselerin harap olmasının en
önemli nedenlerinden biri olan ‘define arama’ çalışmaları,
mahalle sakinlerinin bir kısmını da etkiledi. Yıkım kararının
ardından, birçok ev sahibinin, altın aramak için evinin temelini
ve bahçesini kazdığı dile getiriliyor.
‘Tapunuzu
vermeseniz de evinizi yıkarız’
Proje
çerçevesinde 500’e yakın ev yıkılacak, 770 daire inşa
edilecek. Kale Mahallesi sakinleri, projeye, yalnızca evlerin
yıkılması nedeniyle değil, konutların inşası süresince kira
yardımı alamayacak ve TOKİ’ye 50 bin lira borçlanacak oldukları
için de karşıçıkıyorlar. Evinden çıkmak istemeyen ailelerin,
TOKİ memurları ve polisler tarafından “Siz tapunuzu vermeseniz
bile biz gelip evleri yıkacağız. Bizi dinlemezseniz eşyalarınız
da yıkıntıların içinde kalır” sözleriyle tehdit edildiği
öne sürüldü.
1950’den
bu yana Kale Mahallesi’nde ikamet ettiğini belirten Ercan Çete,
evini yıktırmak istemeyen 20 kişiden biri. “148 yıllık bir ev
bu. Osmanlı döneminden tapusu var. Mahalledeki 500 evden 300’ünün
yıkımı Belediye tarafından yapıldı” diyen Çete, yürütmenin
durdurulması için birçok merciye başvurduğunu fakat sonuç
alamadığını söylüyor: “Evimin tarihi eser olduğunu anlattım
ve yıkılmamasını istedim. TOKİ ve Belediye suçu birbirine
atıyor. Valiliğe de başvurdum fakat karardan geri dönüş
olmadığını söylediler. Benim gözümde evim 500 milyarlık ama
yıkılınca, karşılığında, TOKİ’ye borçlanarak sadece bir
daire alacağım. 14 Haziran evlerin boşatılması için son gündü.
Belediye görevlileri çıkmam için beni tehdit etti ama evden
çıkmayacağım. Her an evimi yıkabilirler.”
BDP’den
soru önergesi
BDP
Muş Milletvekili Demir Çelik, konuyu TBMM’ye taşıdı. Çevre ve
Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın yanıtlaması istemiyle
verilen soru önergesinde şu ifadeler yer alıyor: “Seçim bölgem
olan Muş Merkez Kale mahallesinde yer alan, Ermenilerden kalma
hamamlar, kiliseler ve tarihi evlerin yıkılarak yerlerine TOKİ
binaları yapılmaktadır. Bu uygulama bölgenin çokkültürlü
yapısına ve tarihi dokusuna zarar vermektedir. TOKİ’nin Muş
ilinde yaptığı proje ne zaman ihale edilmiştir? Projedeki konut
sayısı nedir? Projedeki dairelerin net metrekare üzerinden
fiyatları nedir? İhaleyi hangi firma ya da firmalar almıştır?
Resmi olarak dairelerin hak sahiplerine teslim tarihi nedir? Teslim
tarihinin geçmesi halinde müeyyideler nedir? Hak sahiplerinin
mağduriyetleri nasıl karşılanacaktır?”
İnternette
imza kampanyası
Muş’taki
Ermeni evlerinin yıkımının durdurulması için, internet
üzerinden bir imza kampanyası başlatıldı. imzakampanyam.com
adresinde yer alan kampanya metninde şu ifadeler yer alıyor:
“Muş’ta AKP’li belediye, tarihi Ermeni evlerini yıkarak
TOKİ’ye peşkeş çekiyor. Hepimizin bildiği üzere sermayenin
bir amacı kârını maksime etmek, diğer bir amaç da toplumsal
bellekleri yok etmek. Bugün anayurtları olan bu bölgede Ermeni
halkının bütün izlerini silmek isteyen Kemalizm, Muş’ta AKP
ile bunu yapmaya çalışmaktadır.”
1915
öncesinde Muş kazası
299
kilise, 94 manastır, 53 hac yeri ve 5,669 öğrencili 135 okulun
bulunduğu 339 köyde, 140,555 Ermeni’yi barındıran (16.927 hane)
Muş sancağı, Ermenilerin yaşadığı en kalabalık ve etnik
açıdan en homojen yapıya sahip bölgeydi. Daronlu antik Mamigonyan
Prensliği’nin bulunduğu bölgede yer akan sancak, beş kazaya
bölünmüştü: Muş, Sasun, Manazgerd, Pulaneğ/Bulanık ve
Varto/Gumgum.
Kuzeydoğu-güneybatı
yönünde akan Doğu Fırat’ın (Murat Suyu) suladığı, dağların
arasına sıkışmış olan Muş Ovası, tarihi ve coğrafi açıdan
bölgenin merkezi konumundaydı. Doğuda Nemrut Dağı, kuzeyde
Bingöl/Püragn Dağı, güneyinde ise Sasun’u da kapsayan Toros
Sıradağları uzanıyordu.
Muş;
güneye, doğuya ve batıya açılan aynı adlı büyük ovanın
sınırındaki bir tepenin üstünde aşağıdan yukarıya doğru
basamaklar halinde yayılmıştı. 20. yüzyılın başlarında, Muş
evleri genellikle moloz taşı ve kerpiçten inşa edilmişti; hatta
taş duvarlar örülerek yapılmış olanları vardı, çoğunlukla
ahşap oymalı balkonları bulunan bu evler iki ya da üç katlıydı.
Muş, Sasun’un hemen yakınındaki dağlık bölgenin habercisi
olan Dzirnagadar Dağı ve Gortuk Dağları’yla kuşatılmıştı.
Taraça şeklince ve bostanlarla kapalı olan, sağda-solda kavak
ağaçlarının salındığı civardaki bütün tepecikler; buğday,
arpa, çavdar, pamuk ve tütün tarlalarının uzandığı vadiye
kadar ulaşıyordu. (EE)
(1915
Öncesinde Ermeniler, İstanbul, Aras Yay. 2012)
AGOS
No comments:
Post a Comment