Saturday, June 22, 2013

Bir arkadaşımdan:
"Mizah bu süreçte hepimize biraz olsun moral veriyor. Ama hala halktan insanları küçümseyen, aşağılayan mesajlar geliyor durmadan. Ben komik bulmuyorum bunları. O insanları bu duruma düşürenlerin utanması, bunun için hesap vermesi gerekiyor."

Ve bir diğer arkadaşımdan:
"İnsanları küçümsemeyin, dalga geçmeyin.
Unutmayın, kibirli 1 insana karşı milyonlarca kişi sokakta.
Aynı kibre siz de düşmeyin, AKP seçmenini aşağılamayın.
Seçmenini aşağılamanın ona yalan söyleyerek, izledikleri kanallara sansür uygulayıp gerçek olayları görmesini engelleyerek, sadece kendi sözlerine mahkum etmek olduğunu söyleyin. Deyin ki okuyamamak, cahil kalmak ayıp değil ama eğitimin haberin bilginin önünü kesmek ayıp. İşsiz olmak ayıp degil ama devletin görevi olan istihdamı yaratmak yerine "çocuğunu işe ben sokuyorum" demek ayıp. Her fakir vatandaşın hakkı olan sosyal yardımları, maaşları ülkemiz adına vermek yerine "bak sana maaş bağlıyorum" demek ayıp.

AKP'nin yalanlarını anlatın, seçmenine güvenerek diğer insanları ezdiğini söyleyin, size saygı duymadığını anlatın.
Medyanın yalanlarını anlatın ama insanları ötekileştirmeyin, özellikle ötekileştirildiğimiz için eylem yaparken.
Orantısız zeka diye diye karşınızdakini aptal yerine koymayın.
Karşınızdakini savunmaya geçmek zorunda hissettirmeyin.
Böyle olduğunda sizi dinlemek yerine amasızca kendi fikirlerine saplanacaktır.
Yapmayın, küçümsemeyin, onlara ulaşın"

Her ikisine de katılıyorum. Eğer zeki olduğunuzu göstermek için başkasını aptal yerine koymanız gerekiyorsa, zeki tanımınızı bir gözden geçirin derim. Eğer hükümet ve polis bana saldırdığı için her AKP'ye oy vermiş/verecek olanı düşman belleseydim, antiasit solüsyonu değil, kezzap alıp sokaklara çıkardım. Hepimiz öfkeliyiz, o yüzden düşünerek iş yapmak daha da zor geliyor; kimseyi suçluyor değilim, belki de ben de yukarıda eleştirilen işleri yaptım. Bu sadece bir sağduyu çağrısı.

No comments:

Post a Comment